Dalbeler: Bu Yıl Sektördeki Daralma % 30-35’leri Bulabilir 20/03/2019

Dalbeler: Bu Yıl Sektördeki Daralma % 30-35’leri Bulabilir

 

Çolakoğlu Metalurji CEO’su ve ÇİB YK Üyesi Sayın Uğur Dalbeler, 20 Mart 2019 günü 24 TV’de Reel Ekonomi programında sektördeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Sayın Dalbeler’in açıklamalarından satırbaşları:

 

ABD’li üreticiler, rekabet güçleri zayıfladıkça, ithalata karşı önlem alınmasını talep ediyor. Bizler, ABD’nin soruşturmalarından her zaman başarılı sonuçlarla çıktık.

 

ABD’nin ulusal güvenlik gerekçesi ile tüm çelik ithalatına % 25 vergi uygulaması, dünya çelik piyasasında ticaret savaşlarının başlangıcı oldu.

 

ABD’nin tüm dünyaya % 25 uyguladığı vergiyi Türkiye’ye % 50 olarak uygulanması, ABD pazarında Türkiye’nin rekabet şansını kaybettirdi.

 

ABD, makul bir süre önceden bildirimde bulunmadan, bir günde vergiyi % 50 seviyesine çıkarttı. Pek çok üretici bu karara yolda gemileri ile yakalandı.  Bunun Türk ihracatçısı üzerinde yarattığı ilave vergi yükü 100 milyon TL’nin üzerine çıktı. Sektör bu maliyeti ödemek zorunda kaldı.

 

ABD’nin önlemi başka ülkelere de örnek oldu. ABD’nin arkasından Kanada da benzer ve da kötü bir önlem aldı. ABD ve Kanada’nın arkasından AB’de ithalatı sınırlandırdı.

 

% 15 AB’den, % 15 ABD’den ve ithalatı sınırlandıran diğer ülkeleri de dikkate alırsanız, ihraç pazarlarında en az % 35 kaybımız sözkonusu.

 

Tüm bunların üzerine, 2018 yılında iç piyasada daralma yaşadık. İlk yarıda piyasa pozitif seyrederken, ikinci yarıda hızla küçülmeye başladı.

 

2018 yılında Türkiye 10 milyon ton inşaat demiri tüketti, 6 milyon ton da ihraç etti. 2019 yılında inşaat demiri tüketiminin yarı yarıya azalabileceğini tahmin ediyoruz. İç piyasadaki keskin daralma eğilimi nedeniyle, ürünlerimize alternatif pazar yaratmaya çalışıyoruz. Asya gibi bir dönem yoğun çalıştığımız pazarlara yeniden yönelmeye çalışıyoruz.

 

İhracatta beklenen kayıplar ve iç piyasadaki daralma eğilimi dikkate alındığında, 2019 yılı için yapılan hesaplamalar ve öngörüler, sektörün % 30-35’lik bir daralmaya doğru gidebileceğini gösteriyor.

 

Bu yıl ihracatın 21 milyon tondan, 15-16 milyon ton seviyesine düşebileceğini tahmin ediyoruz.

 

Dünya çelik üretimi ve tüketimi büyümeye devam ediyor. Ancak Türkiye, ABD pazarında dışlanmış olması ve iç pazarında daralma yaşanması nedeniyle, global trendden negatif yönde ayrılmış durumda.

 

Çelik sektöründe yatırım olabilmesi için sağlıklı büyümenin olması gerekiyor. Sektör 2000’li yıllardan itibaren istikrarlı bir şekilde büyüdü. Ancak bu yıl göstergeler % 30-35’lik daralmaya doğru gittiğimizi gösteriyor.

 

Tüm bunlar karşısında biz verimliliğimizi arttırabilecek bir yetkinlikteyiz. Genç, teknolojik altyapısı güçlü ve bilgi birikimi ve deneyimi yüksek bir sektörüz.

 

Çelikte dünyada var olabilmek için rekabetçi olmak lazım. Orada da maliyet ön plana çıkıyor. Kullandığımız elektrik enerjisi dünyadaki büyük rakiplerimizden daha pahalı.

 

Elektrik enerjisi maliyetlerinin üzerine YEKDEM gibi ilave bir maliyet sözknousu ve geçen yıl bu maliyet kWh başına 4-5 kuruş iken, bu yıl Ocak ayında 8 kuruşa, Şubat ayında da 11 kuruş seviyesine çıktı. Bunu enerji tarifesinin üzerine ilave olarak ödüyoruz ve ay sonuna kadar da ne kadar ödeyeceğimizi bilemiyoruz. Burada öngörülemeyen büyüyen bir yük var. Bu ilave maliyetin yılsonu itibariyle sektöre yükü 800-900 milyon lira olacak.

 

İthal edilen hammaddeye uygulanan çevre katkı payının sektör üzerinde yarattığı ilave maliyet de 200 milyon TL civarında. İkisi birlikte değerlendirildiğinde sektör üzerinde yaklaşık 1 milyar liralık ilave bir yük teşkil ediyor ve rekabetçi olunması gereken bir dönemde bu yükler tam aksine bir etki yaratıyor. Bu sorunların çözümlenmesi ve rekabet gücünü sınırlandıran yüklerin kaldırılması gerekiyor.